Atatürk'e Başöğretmen sıfatı verildiği tarih olarak dikkate alınarak 12 eylül faşist darbecileri 24 kasım 1981 de bu tarihin "Öğretmenler günü" olarak kutlanacağını yasaya bağladılar. 12 eylül darbesi sonrası verilen tavizlerle siyasal islamcı akımlara yol verilirken, cunta Atatürk'ün arkasına sığınarak algı oluşturmaya çalıştı. Çok sayıda Öğretmen kuruluşları "24 kasıma " 12 eylül kalıntısı nedeni ile karşı çıkarken bu yıl 24 kasım öğretmenler günü nedeni ile öğretmenlere 'indirim' ve 'hediye' adı altında kampanyalar başlatıldığı öğrenildi. Kampanyalarda Türk hava yollarından, öğretmenevlerine, Boyner'den Arçelik'e, TDDY'den, Kargo şirketlerine, Diyanet yayınlarından, CSM şirketlerine bir çok kuruluş yer alıyor.
Kampanyalar MEB'in 'öğretmenİZ' dergisinden duyurulurken, X sosyal platformunda da Öğretmenler sayfasından duyuruldu. Bu sayfada yapılan duyuruya göre de 3 harflilerden bir zincir market Hizmet merkezi üzerinden başvuru yapılması gerektiğine işaret edildi. Başvuranlara 200 liralık hediye çeki verildiği ileri sürüldü.
Öğretmeni " sadaka " ile ödüllendirme girişiminin duyulması üzerine haber kolektif'e konuşan Musa Uzun Milli Eğitim Bakanına seslenerek " 200 liranı al, başına çal " dedi.
Uzun açıklamasında " Hükümet yıllardır TÜİK'in uydurma enflasyonlarını baz alarak yüzdelik zamlar yapıyor ve "Çalışanı enflasyona ezdirmedik." diyerek övünüyordu. Biz, her 24 Kasım'da öğretmenlerin sadakaya muhtaç hale getirildiğini söyledik ve insanca yaşayabilecekleri bir ücret talep ettik. Bugün işyerlerine gönderilen yazı ile anlaşılmıştır ki, Milli Eğitim Bakanı da öğretmeninin sadakaya muhtaç olduğunun farkında imiş. Hükümet ve Bakanlık, öğretmenleri bayram harçlığı toplayan çocukların yerine bile koymamış, işi bayram şekeriyle geçiştirmiştir. Bu yapılan eğitimcilere hakarettir. Biz de Eğitim-Sen olarak diyoruz ki "200 liranı al başına çal." dedi.
Öte yandan Eğitim - İş Sinop şube Başkanı Celal Şahbenderoğlu Haber Kolektif'e yazdığı köşe yazısında değerlendirdi. Celal Şahbenderoğlu "Milli Eğitim Bakanlığı bu promosyonlar ve indirimler üzerinden bu firmaların reklamına soyunmuş durumda görünüyor. Bakanlığımızın görevi ve işlevi bu değildir. Siz öğretmenlere bir şey yapmak için firmalar üzerinden şirin görünme bakanlığı değilsiniz. Siz bakanlık olarak öğretmenin özlük haklarını ve maddi durumunu iyileştirmekle yükümlüsünüz. Öğretmeni yoksul bırakıp ondan sonra bu tip indirimlerle öğretmenin yararına işler yapıyormuş gibi görünme çabanız ve firma reklamlarına soyunmanız son derece komik ve üzücüdür. Milli Eğitim Bakanlığı kendi işini yapmalı , öğretmenine ve öğrencilerimize sahip çıkmalı; ve milli gelirden eğitime payın ayrılmasında gerekli artışları yapabilmek için çaba sarf etmeli , bunun için mücadele etmelidir. Öğretmene ve okullara yeterli ödeneği ayıramayan Milli Eğitim Bakanlığının firmalardan bu tip indirim beklentisine girmesi son derece abes ve küçük düşürücüdür. " dedi.